2 Şubat 2025

Erzurum Gündem: Güncel Haberler ve Son Dakika

Erzurum Gündem: Ekonomi, spor, teknoloji, magazin ve daha fazlasıyla anında güncel ve etkileyici haberler!

Dan Brown’ın anlattığı gizli Vatikan arşivinde tamir edilen Nil haritası nerede ortaya çıktı

Gazeteci Ertuğrul Özkök son köşe yazısında Dan Brown’ın “Melekler ve Şeytanlar” kitabını ele aldı. İşte Özkök'ün, "Dan Brown’ın anlattığı gizli Vatikan arşivinde tamir edilen Nil haritası nerede ortaya çıktı" başlıklı yazısı...

“Archivium Secretum Vaticanum…”
Bu latince kelimeleri bir çoğumuz belki de ilk defa Dan Brown’ın “Melekler ve Şeytanlar” kitabında okuduk.
O yüzden yine çoğumuz burayı “Vatikan’ın Gizli Arşivi” alarak biliyoruz.
Aslında Dan Brown bizi yanılttı.
Çünkü buranın g adı “ Vatikan Apostolik Kütüphanesi…”

VATİKAN BELVEDERE AVLUSUNUN
KENARINDAKİ İKİ KATLI ÖZEL BÖLÜM

Romanda titanum zırhlar içinde korunduğu anlatılan kütüphane aslında Vatikan arazisinin Belvedere avlusuna bakan iki kattan oluşan bir yerdir.
1475 yılında kurulmuş bir kütüphane burası.
Bu arşivde 80 binden fazla tarihi el yazması, ayrıca 1.1 milyon basılı eser bulunuyor.

8500 ‘INCUNABULE” KİTABIN
İLKİ GUTENBERG BASKISI

Bunların 8500’ü latince “Incunabule”, türkçe ise “Öncübasmalar” denilen orijinal kitaplar.
Yani matbanın bulunmasından 31 Aralık 1500 gecesine kadar basılan kitaplara verilen isim.
İlk incunable kitap ise Gutenberg’in ’İn bastığı Kitab-ı Mukaddes.

PAPA FRANCIS İSMİNDEKİ
GİZLİ KELİMESİNİ ATTI

Aslında burası gizli bir kütüphane değil.
Gizli olarak bilinmesinin nedeni latince adındaki “Secretium” kelimesinden kaynaklanıyor.
Bu kelime “gizli” anlamına geldiği gibi aynı zamanda “Kişisel” ve “Özel” anlamına da geliyor.
O nedenle Papa Francis 2021 yılında kütüphanenin latince adındaki “Secretium” kelimesini kaldırdı ve resmi adını “Vatikan Apostolik Arşivi yaptı.

PAPİRUS ODASININ ÜST
KATINDAKİ ÖZEL ODA

Belvedere avlusunun kenarındaki binanın zemin katında “Papirus Odası” denilen bin bölüm var.
Burada 80 bine yakın el yazması eser saklanıyor.
İkinci katında ise fotoğrafik arşivler bulunuyor.
Bu iki kat arasındaki birinci kat ise kütüphanenin en önemli bölümü sayılabilir.
Çünkü burası “Restorasyon odası”. Yani yıpranmış eski eserlerin onarıldığı yer.

GEÇEN EYLÜL AYINDA BU ODADA ÖZEL
BİR EKİBE VERİLEN ÇOK ÖZEL GÖREV

Geçen yılın Eylül ayında çok özel bir ekip işte bu bölümde biraraya getirildi.
Kendilerine Dan Brown romanlarında okunabilecek bir görev verildi.
Böylece Vatikan tarihinin en önemli operasyonlarından biri başladı.
Ekibin görevi o arşivde bulunan 6 metrelik çok önemli bir belgeyi, bire yere taşınabilecek şekilde tamir etmekti.
Ancak bir sorun vardı.

HARİTA ÇOK UZUN OLUNCA
TAMİR ODASINA SIĞMADI

Haritanın uzunluğu 6 metre, üst tarafında eni 88 ve aşağıda ise 45 santimetreydi.
Uzun olmasından dolayı restorasyon odasında tamiri mümkün değildi.
Bunun üzerine kütüphanenin tarihi restorasyon laboratuvarının yerine, onun hemen üst katındaki bir daire buna ayrıldı.
Bu dairenin de bir özelliği vardı.
Bir zamanlar bu haritayı Vatikan’a getiren kişinin yaşadığı yerdi.
O adamın kim olduğunu birazdan öğreneceğiz.
Ama önce harita ile başka bilgiler verelim.

BU BELGEYİ 5.500 KM ÖTEYE
TAŞINABİLECEK HALE GETİRİN

Tamir edilecek belge 1739 yılında Roma’ya getirilmiş ancak 1768 yılında Vatikan kayıtlarına geçmişti.
Venedik’te üretilmiş özel bir kağın üzerine çizilmişti.
Ancak bu belge neredeyse 300 yıl boyunca Vatikan arşivinde rulo halinde saklandığı için çok yıpranmıştı. Dolayısıyla taşınması mümkün değildi.
Oysa restorasyon ekibine verilen talimat şuydu:
“Bu o metrelik belgeyi buradan 5.500 km uzağa taşınabilecek şekilde onarın.

İŞTE BU BELGE 286 YIL SONRA
GEÇEN HAFTA CİDDE’DE ORTAYA ÇIKTI

Vatikan’ın Belvedere avlusunun yanındaki binanın birinci katında bir araya gelen uzman ekip, 4 ay boyunca gözlerden uzak çalıştı.
Sonunda onarım tamamlandı.
1739 yılından beri gözlerden uzak saklanan bu tarihi belge, 286 yıl sonra, geçen hafta hepimiz için sürpriz bir yerde, Cidde’de ortaya çıktı.
Vatikan’ın 286 yıl sakladığı bu belge aslında biz Türkleri çok yakından ilgilendiren, çoğumuzun kafasında efsane olarak dolaşan tarihi bir belgenin kendisiydi.
Şimdi sizi Suudi Arabistan’ın Cidde şehrine götürerek bu belgenin oktaya çıkıyının ilginç hikayesini anlatacağım.

CİDDE HAC TERMİNALİNİN
YANINDAKİ ARAZİDE BİR PAVYON

Bu olayı geçen hafta Vatikan internet sitesinde okuduğum haberden öğrendim.
En ilgiyle izlediğim uluslararası sitelerden biri Vatikan’dır.
Çünkü orada sadece Hristiyan alemine değil, İslam dünyasına ait de çok ilginç haberler var.
Neredeyse Ali Erbaş’ın şahsi tanıtım ve PR aracı haline gelen Diyanet İşleri sitesinde asla göremeyeceğiniz haberlerdir bunlar.
Önceki Cumartesi gününden beri Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde dünyanın en büyük İslam Sanatı Bienali yapılıyor.
Bienal Uluslararası Kral Abdülaziz Hava Limanının Batı tarafındaki “Hac Terminali’nde” düzenlendi.
100 bin metrekare bir alan üzerine düzenlenen bienal, dediğim gibi bugüne kadar dünyada düzenlenen en büyük İslam Sanat etkinliği…
Türkiye’de bir çok haber sitesinde ve Anadolu Ajansı sitesinde de bununla haberler vardı.
Ancak onların hiç birinde görmediğim ilginç haberi Vatikan sitesinde okudum.
Vatikan bu sergide özel bir pavyon açmış.
İşte biraz önce anlattığım belge, bir haftadan beri o pavyonda sergileniyor.

EVLİYA ÇELEBİ’NİN 6 METRELİK NİL
HARİTASI CİDDE’DE ORTAYA ÇIKIYOR

Bu tarihi belge Evliya Çelebi’nin “Nil Nehri Haritası…”
Yani, 17’nci yüzyılın ünlü seyyahı ve nesir yazarı Derviş Mehmed Zıllî ya da bilinen adıyla Evliya Çelebi’nin en önemli miraslarından biri.
Meğer yıllardır Suudi Arabistan’la Katar arasında bu efsane haritanın restore edilmesi için büyük bir savaş varmış.
Sonunda Suudi Arabistan bu restorasyon savaşını kazanmış…
Ama bir şartla.
Bu devasa haritanın Suudi Arabistan’a getirilerek sergilenmesi kaydıyla.
Tabi ben de bu haritanın peşine düştüm.
Araştırmam sonunda çok ilginç bazı bilgilere ulaştım.

1672 YILINDA NİL NEHRİ
KENARINDA DOLAŞAN SEYYAH

500 yıl kadar önce yapılmış olan bu harita nasıl olup da Vatikan arşivine girmiş?
Gelin bunun hikayesine bakalım.
Evliya Çelebi 1672-73 yılında Osmanlı döneminde, Kahire’den başlayarak Nil nehrinin çıktığı yere kadar bir seyahat yaptı.
Osmanlı’nın yükseliş devrimdeki en heyecan verici seyahattir denilebilir.
Evliya Çelebi bu gezide yaptığı gözlemleri “ Seyahatname” adıyla kitaplaştırdı.
Bundan 15 yıl sonra da bugün hikayesini anlattığım haritayı çizdi.
İşte bu Seyahatnamenin 10’uncu cildinde anlatılanlar ile harita üzerindekiler birbiriyle örtüşüyor.

HARİTANIN TAMİR EDİLDİĞİ ODADA
286 YIL ÖNCE YAŞAYAN ADAM KİMDİ

Onu izleyen 48 yıl bu haritanın nerede ve kimde olduğu belli değildir.
İzine tekrar 1736 yılında rastlıyoruz.
O yıl, Lübnan asıllı Giuseppe Simonio Assemani adlı bir kişi İstanbul’da kütüphane müdürü olur. Bu kişi 1739 yılında Evliya Çelebi’nin bu haritasını kendi üzerine alır.
Harita aynı yıl bu kişi tarafından Roma’ya getirilip Vatikan Kütüphanesine verilecektir.
Harita 2024 yılının Eylül ayında, işte bu Guisseppe Simonio Assemani’nin yaşadığı dairede restore edilecektir.

O TAMİR ODASININ KAPISI 4
AY BOYUNCA BİR KERE AÇILDI

Bu 4 aylık restorasyon sürenice o binanın kapıları sadece Euronews Türkçe servisine açıldı.
Bu bilgilerin bir bölümünü işte Euronews muhabiri Esma Çakır’ın haberinden aldım.
Haritanın hikayesini çok güzel ve ayrıntılı biçimde anlatmış.
Yine onun haberinden şunu da öğrendim.
“Konuştuğu Vatikan yetkilisi şunu söylemiş:
“Bu restorasyon, Diriyah Bienali Vakfı, yani Suudi Arabistan Krallığı Kültür Bakanlığı tarafından finanse edildi ve 20.000 euroya mal oldu. Nil Haritasının durumu bir yerden bir yere götürülmesine müsaade etmiyordu. Nitekim yıllardır bu haritanın onarımının yapılması gerektiğini söylüyorduk. Talipler arasında Katar Milli Kütüphanesi de vardı. Ancak Suudi Arabistan Krallığı Kültür Bakanlığı daha somut davrandı.”

AZERBAYCAN 600 OSMANLI-TÜRK
EL YAZMASINI VATİKAN’DA TAMİR ETTİRMİŞ

Aynı yetkili bir de şu bilgiyi vermiş:
600’ye yakın Osmanlı-Türk el yazması koleksiyonunu Vatikan Apostolik Kütüphanesi’nde muhafaza ediliyormuş. Geçmişte bunlardan bazılarının Haydar Aliyev Vakfı, yani Azerbaycan tarafından 50.000 euro civarında maddi destekle restorasyondan geçirilmiş.
Bu eserlerden biri Ahmedi’nin İskendernâmesi’ymiş.
Vatikan işte böyle bir pavyonla Cidde Bienalinde.

CİDDE FUARINDA BİZİM
DİYANET’İN PAVYONU VAR MI

Bizim Diyanet İşleri’nin de bir pavyonu var mı?
İnternet sitesinde herhangi bir haber görmedim.
Ama aynı yerde 8-11 Ocak tarihleri arasında bir başka fuar daha vardı.
Adı “Uluslararası Hac ve Umre Fuarı’dı…”
Diyanet İşleri o fuara katıldı.
Bol bol haberini de yaptı.
Ama iş İslamın kültür yanına gelince, nedense pek ilgilenmediler.

İKİNCİ YAZI
CİDDE İSLAM FUARINA TÜRKİYE’DEN
KATILAN 5 ESER VE KİM GÖNDERDİ

Meraklısına şu bilgileri de vereyim.
Türkiye bu fuarda Kültür ve Turizm Bekanlığı’na bağlı “Yazma Eserler Kurumu” tarafından temsil ediliyormuş.
Kültür ve Turizm Bekanı Mehmet Ersoy’dan bu fuara Türkiye’nin hangi İslami eserlerini gönderdiğini sordum.
Tam listesi şuymuş:

AYASOFYA 2967 NOLU ASER
ASTRONOMİ VE MATEMATİK

(*) Miftâhu’l-Hisâb, Gıyâseddin Cemşîd b. Mes‘ûd b. Mahmûd et-Tabîb el-Kâşî (ö. 832/1429), Nuruosmaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Nuruosmaniye 2967
Astronomi ve matematik alanında birçok eser kaleme alan Kâşî’nin en önemli kitaplarından birisi
(*) Risâle fîmâ Yahtâcü ileyhi’s-Sâni‘ min A‘mâli’l-Hendese, Ebu’l-Vefâ’ Mühendis Muhammed b. Muhammed b. Yahyâ el-Bûzcânî (ö. 388/998), Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Ayasofya 2753.
Ebu’l-Vefâ el-Bûzcânî, trigonometriyi ilk kez sistematik bir ilim dalı haline getiren isim.
Sergilenmekte olan nüshanın madalyonundan bu eserin Timur’un torunu Uluğ Bey’in Kütüphanesi [bi-resmi hizâneti] için hazırlandığı anlaşılmaktadır. Sultan II. Bayezid ve Sultan I. Mahmud’un mühürlerinin de yer aldığı bu nadide nüshanın sergilenmekte olan sayfalarında, üçgen vb. şekillerin etrafına ve içerisine daire çizmenin yöntemlerinin anlatıldığı beşinci ve altıncı bablar yer alıyor.

SELİMİYE’NİN AYASOFYA KUBBESİNDEN
BÜYÜK OLDUĞUNU GÖSTEREN ESER

(*) Risâle-i Selîmiyye, Dâyezâde Mustafa Efendi (1165/1752’den sonra), Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Esad Efendi 2283.
Dâyezâde Mustafa Efendi 1112 (1700-1701) mimarlık tarihimizin ilklerinden olan Selîmiyye Risâlesi’ni kaleme aldı.
Sergilenmekte olan sayfalarda ise eserin yazılış gayelerinden olan Selimiye’nin kubbesinin Ayasofya’nın kubbesinden büyük oluşunun gösterildiği temsili çizimler yer alıyor.

SİNAN’IN ŞAHESERLERİNİ
YAZIYA GEÇİREN GENÇ ŞAİR

(*) Tezkiretü’l-Bünyân, Sâ‘î Mustafa Çelebi (1004/1595), Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi 4911.
Genç bir şair olan Sâî Mustafa Çelebi, Mimarbaşı Sinan’ın şaheserlerini ve hikâyelerini yazıya geçirme işini üstlenir.
Koca Sinan anlatır, Sâî kaleme alır.
Aralara nazımlar serpiştirir, Tezkiretü’l-Bünyân ve Tezkiretü’l-Ebniye’yi meydâna çıkarır. Sergilenmekte olan sayfalarda Süleymaniye Camisinin yapılış hikâyesi yer alıyor.
. Camide kullanılan Kıztaşı, Baalbek, İskenderiye ve Topkapı Sarayı’ndan getirilen dört büyük sütundan Kıztaşı Sütunu’nun nasıl dikildiği görünen satırlarda anlatılıyor.
(*) Risâle-i Mi‘mâriyye, Ca‘fer Efendi (ö. XVII. Yüzyıl), Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Riyaziyye 98.
Mimar Sinan’dan sonra en tanınmış mimarlarımızdan biri Sultan Ahmed Camisi’nin mimarı Sedefkâr Mehmed Ağa.