Banka şube müdürü Seçil Erzan’ın, yüksek kar vaadiyle tanınmış isimleri içeren “Yüksek Karlı Gizli Fon” adı altında düzenlediği iddia edilen dolandırıcılık davasında bomba bir gelişme yaşandı.
12 Ocak 2024’teki ikinci duruşma görüldü. Duruşmada bankacı Seçil Erzan ilk defa korktuğu ismi açıkladı. Görüşmenin detaylarına Patronlar Dünyası ulaştı.
41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanıklar Seçil Erzan, Asiye Öztürk, Atilla Yörük, Nazlı Can hazır bulundu. Müştekiler Volkan Bahçekapılı, Buse Terim Bahçekapılı, İsmail İbrahim Çağlar, Burhan Taşpolat, Evrim Pınar Güzel, Bülent Çeviker, İnci Çeviker, Mert Zeydanlı, Uğur Gözaçan, Nurettin Gözaçan, Terim Arıcan ve Ömer Kahraman katıldı.
GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞEN MAHKEME TUTANAKLARI
Mahkeme Başkanı: Geçen celse sizin savunmalarınızı aldık ancak siz sürekli olarak bize önümüzdeki celse hazırlanacağım dediğiniz için şimdi sizi tekrar dinleyeceğiz. Size bizim ve mahkeme heyeti olarak bizim Savcı bey’in ve avukatların da bir takım soruları olacak.
2 tane daha dosya birleşti. Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler ile ilgili olarak. Size iddianameler tebliğ edildi. Bu Nuray Şengüler ile diğer iddianame tebliğ edildi. Okudunuz, bilgi sahibi oldunuz. Biliyorsunuz dosyayı.
SANIK SEÇİL ERZAN : Evet.
MAHKEME BAŞKANI : Baştan itibaren bu olayların nasıl başladığını, bu hale nasıl geldiğini bize ayrıntısıyla anlatırsanız sizi dinliyoruz evet.
“1 MİLYON TL BİR YAKINIMIN TESLİM ETTİĞİ PARAYDI”
SEÇİL ERZAN : Tamam. Önce çok kısa ben 2000 yılında Denizbank Çorlu Orion Şubesinde işe başladım. 2010 yılına kadar 2010 Temmuz ayında da 3’ncü Cadde Bahçeşehir şube’de şube müdürü olarak görevime başladım.
2010 Temmuz ayından 2011 Kasım sonuna kadar da Bahçeşehir Şube’de şube müdürü olarak devam ettim. 2011 Kasım’da Florya şube’ye başladım ve daha önceden de bahsettiğim gibi benim Bahçeşehir şubedeyken bir müşterinin bir kaç gün içerisinde çok ciddi bir para kazandığını gördüğüm dönemde 1 milyon TL gibi bir para kaybettim.
Bir yakınımın teslim ettiğim bir paraydı bu. Benim değerlendiğim bir paraydı. Daha sonra Kasım ayında Florya şube’ye geçtiğimde..
MAHKEME BAŞKANI : Yıl kaç?
SEÇİL ERZAN : 2010 Temmuz’la 2011 Kasım arasında
MAHKEME BAŞKANI : 2010 Temmuz’la 2011 Kasım arasında
SEÇİL ERZAN : Evet, evet.
MAHKEME BAŞKANI : 1 milyon para kaybettin
SEÇİL ERZAN : Evet, evet
MAHKEME BAŞKANI : Bir yakınınız size teslim ettiği.
SEÇİL ERZAN : Evet. Ben o spekületif bir kağıtmış, bilmiyordum anlamıyordum. Bir kaç günde böyle insanlar para kazanmışlardı. Hatta benimle birlikte bir kaç tane şube müdürü arkadaşım da almıştı o kağıttan.
Ve bir anda o parayı çoğalıp birileri çektiler ve bizim oraya yatırdığımız paralar bir anda eridi bitti. İşte tahta kağıdı deniyormuş. Ondan sonra onunla ilgili insanları cezalandırdılar. O dönemde ben o parayı kaybettim.
Sonra 2011 Aralık’da Florya şubeye başladığımda o kaybettiğim parayla ilgili tamamlama onu yerine koymam gerekiyordu. O dönemde çok tesadüfü bir şekilde bizim 2004 yılında babamın aldığı Bozcaada bir arsa vardı ve onun inşaat işini yapan Metin Taş diye bir usta vardı ve ben onu Çorlu’da çalıştığımız şubede krediler kullanıyordu.
Bütün şube tanıyordu. İstanbul’da şubeye kredi çekmek için geldiğinde yani benim şubeme kredi çekmek için geldi. Onunla karşılaştığımda tesadüfü bir şekilde Faktoring yaparak bana yardımcı olabileceğini konuştuk.
Ben böyle böyle ona durumu anlattım ve onun yaptığım faktoring’le fakat şöyle bir durum oldu o dönemde. O mesela ihtiyacı olan 100.000 TL idi, 100.000 TL’nin 70.000’nini kendisi alıyordu 30.000’nini bana veriyordu ama o faktoring’in maliyetini ve borcunu da bana ödettiriyordu.
Öyle bir anlaşma yapıldı o anda. Çünkü ben çok paniktim o para kaybedildiği için.
MAHKEME BAŞKANI : Yani faktoring dediğiniz faizle para çekme mi?
SEÇİL ERZAN : Hayır faktoring çek, çeki getiriyorsunuz
MAHKEME BAŞKANI : Ha çek getirdi.
SEÇİL ERZAN : Çek fatura karşılığı o çek kırılıyor.
MAHKEME BAŞKANI : Çek karşılığında 100.000 lira alıyor.
SEÇİL ERZAN : Evet ama onun 70.000 Lirasını kendisi alıyor kendisi harcamalar için. 30.000 Lirasını bana veriyor. Fakat o faktoring’in 130.000 Lira olan ödemesini ben ödüyorum.
Yani hem banka maliyetine katlanıyorum hem de onun aldığı paranın maliyetine de katlanıyorum. Orda böyle bir Metin Taş için kredi çekildi sonra…
MAHKEME BAŞKANI : Siz mi teklif ettiniz bunu?
“ATİLLA BALTAŞ’TAN YARDIM İSTEDİM”
SEÇİL ERZAN : Aslında bana yardımcı olacağını, ben sana böyle yardımcı olurum dedi. Biz onla sohbet ediyorduk o dönemde. Ben yani bana faktoring yap demedim ona öyle bir talebim olmadı. O dönemde birkaç faktoring yapıldı.
Yani çek getirdi, çek kırıldı, ben onun ödemelerini yaptım. Ve orda onun kötü niyetli olduğunu anladım. Yani ben evet o diğer tarafı kazanıyordum, toparlıyordum ama onu da faiz ödüyordum. Sonra bu kağıtla ilgili hatta Metin Taş o dönemde bir kredi çekti.
Erkek kardeşinin adına kredi çekildi. Benim Florya’da babaannemden kalma bir evimiz vardı onu satış yapıp gösterdik. Konut kredi taksitlerini ben ödedim. Nakit para ihtiyacı vardı çünkü parayı çoğaltmam gerekiyordu, işlem yapmam gerekiyordu.
O kredinin taksitlerini de ben ödedim, o parayı ben aldım. Öyle bir aramızda bana borç verdi, kredi kullandırdı, ben onun ödemelerini yaptım. O spekületif kağıdın bu işlemi yapan insanların bulunması ile ilgili de Florya şubeye bizim Van kahvaltı salonları dediğimiz müşterilerimiz geliyordu.
MAHKEME BAŞKANI : İsim?
SEÇİL ERZAN : Atilla Baltaş.
MAHKEME BAŞKANI : Evet.
SEÇİL ERZAN : Ben Florya’da hiç kimseyi tanımıyordum yani Çorlu’dan gelmiştim 2010 Temmuz ayında Bahçeşehir’e gelmiştim. İstanbul’da kuzenlerim, teyzemler, amcamlar oturuyordu ama yani öyle bir tanıdığım insanlarda yoktu.
O civar, o etrafı biliyordu yani, İstanbul’u tanıyorlardı. Onları bir de çok böyle arkaları kalabalık, doğulu bir aileydi. Bu insanları bulurlar ve mağdur edildiğim için yardımcı olurlar diye bir yardım istedim Atilla Baltaş’tan.
MAHKEME BAŞKANI : Bu arada Metin Taş’dan aldığınız paraları değerlendiriyor muydunuz?
SEÇİL ERZAN : Evet, evet tabi yani ben al sat yapıyordum, döviz al, sat yapıyordum, halka arzlar vardı onlara giriyordum orda para değerleniyordu benim hesabımda değerleniyordu, özel bankacılıkta değerleniyordu.
O zararı kurtarabildim o dönemde. Zararın bir kısmını kurtarabildim aslında Metin Taş’ın bana yardımlarıyla. Çünkü şeyde aynı zamanda da faiz yüküne girmiştim onu ödüyordum. Sonra bu Atilla Baltaş’tan bu konuda destek istediğimde o bir şekilde bana yardımcı olamadı.
Yaparız, ederiz, buluruz, ben tamam yapabilirim bu iş, biliyorum ben o insanları bulurum diye. Kimler olduğunu da duymuştum ben o zaman gazetelerde falan da çıkmıştı. Sonra bana o konuda yardımcı olmadı.
MAHKEME BAŞKANI : Atilla Baltaş’dan neden yardım istediniz ?
SEÇİL ERZAN : İşte o insanları bulmasını istedim.
MAHKEME BAŞKANI : Hangi insanları?
SEÇİL ERZAN : Hatek o spekületif kağıdı batıran tahta yapan insanları bulup hangi konuşsun etsin burda boşu boşuna onlar paralarını almışlar ben para kaybetmişim 1 milyon TL. O insanlarla konuşup yardımcı olsun diye ben yardım istedim. Para konusunda yardım istemedim ondan.
“ŞUBE MÜŞTERİSİ 18 YAŞINDA BİR KIZI GÖRÜP O KAĞIDA GİRDİM”
MAHKEME BAŞKANI : Yani belli kişiler vardı, bilinen kişilerdi bunlar bu kağıdı batıran biliyordunuz yani kim olduklarını.
SEÇİL ERZAN : Evet evet gazetelerde falan kimler olduğu çıktı. Hatta çok özür dilerim keriz silkeleme operasyonu diye çıktı. Bir sürü insanlar dolandırılmış o dönemde. Ben de çok tesadüfü bir şekilde hani benim şubemde yapılmış.
18 yaşında bir kız, 200.000 TL’si 3 günde 1.200.000-2.000.000-3.000.000 olmuştu. Sonra 2 milyon TL’yi çekip gitmişti ama bizim yatırdığımız para birkaç şube müdürü arkadaşımın da öyle parası batmıştı beraber görüp girmiştik ona.
Bilmiyorduk öyle bir işlem olduğunu. Ben o zaman spekülatif kağıt ne demek o zaman zaten gördüm, öğrendim ve korkuyordum böyle şeylerden. Ondan sonra daha çok korkmaya başladım.
MAHKEME BAŞKANI : Bunların hepsi sistemin içerisinde oluyor tabi.
SEÇİL ERZAN : Tabi tabi her şey sistemin içerisinde, sistem dışında olan
MAHKEME BAŞKANI : Banka sistemin içinde oluyor bunlar.
“ATİLLA BALTAŞ’TAN KAYBETTİĞİM KAĞIDIN TAHTASINI OYNATANLARINI BULMASINI İSTEDİM”
SEÇİL ERZAN : Evet evet normal. Atilla Baltaş’dan istediğim destek benim o insanları bu kağıdı tahtasını oynatan insanları bulup hani bu mağduriyeti söyleyip bir şekilde bu paranın geri alınmasıydı, ana paranın geri alınması konusunda destekti.
Bu olmadı, yapamadı. Fakat o dönemde bana şöyle bir destek verdi. Birkaç arkadaşından borç aldı bana verdi. Eve bir kredi kullandı, o kredinin taksitlerini de ben ödedim. O kredinin taksitlerini ödeyerek ben o zarar edilen kağıdın parasını kurtardım, toparladım bitti.
Fakat yine Atilla Baltaş’a ve evet o dönemde kimseye borçlanmamıştım bitmişti. Bunu ve babaannemin o Florya’daki evini sattım bu arada diğer kredi faizlerini ödemek için, anca toparlayabildim onu. Sonra o döneme kadar 2013’e kadar hiçbir şey yoktu ben normal hayat
MAHKEME BAŞKANI : 2013?
SEÇİL ERZAN : 2013’e geldik hiçbir şey yoktu o dönemde. Çalışıyordum yani güzel bir şubeydi, Galatasaray’la çalışıyorduk. Ben devraldığımda teftiş puanı çok kötüydü. Üzerime bankanın yüklediği hani sana güveniyoruz, sen her tarafı, hem Galatasaray tarafını hem de diğer müşterilerle olan ilişkileri iyi tutacaksın, bu şube çok iyi yerlere gelecek gibi hedeflerde verilmişti bana. 2013 yılında kuzenim teyzemin oğlu Tanın Yılmaz Yalova’daki 200 bin TL’lik biriktirerek aldığı gayrimenkülünü benim şubeme geldi hesap açtırdı ve bir vadeli mevduat işlemi yaptık.
Bu 200 bin TL vadeli mevduat işlemi normal vadeli mevduata aylık faizlerle devam ettirdik sonra bu 200 bin TL’yi eşine ticari faaliyetlerinde kullansın diye geri alınmak şartıyla verdi iade etti bu parayı.
MAHKEME BAŞKANI : Bir dakika. Parayı çekti eşine mi verdi?
SEÇİL ERZAN : Evet. Parayı çekti hesabından eşine verdi.
MAHKEME BAŞKANI : Elden?
SEÇİL ERZAN: Sanıyorum elden, hatırlamıyorum yani. Ya da tranferdir tam hatırlamıyorum onu. Ve bu parayı eşi bir ticaretinde kullandı, bir borçlanmaları vardı onu ödediler. Kendi ailesinin şirketiyle olan bir ödemesinde kullandı.
Ve bu para daha sonra 200 bin TL bana 93.000 ya da 93.500 Euro olarak benim hesabıma o kuzenimin eşinin yurtdışındaki şirketinden benim hesabıma geldi.
MAHKEME BAŞKANI : Neden?
SEÇİL ERZAN : Onu anlatacağım. Benim hesabıma gelmesinin sebebi şuydu; şimdi bankalarında özel bankacılıkları var bir de normal şubeleri var. Özel bankacılıkta belli bir tutarın üzerindeki mevduatlara daha yüksek faiz veriyorlar ve daha türev işlemler yapıyorlar faiz getirisi daha fazla oluyor ve 93.000 Euro bu özel bankacılık için uygun bir rakam değildi. Bunun için benim hesabımda da bir miktar para vardı ama yine özel bankacılıkta kullanılması için uygun bir para değildi yani yeterli bir miktar değildi.
MAHKEME BAŞKANI : Yani onun üzerine 93.000 Euro geldi. Özel senin hesabının üzerine mi geldi 93.000 Euro ?
SEÇİL ERZAN: Evet ama benim paramda 93.000 Euro değildi, 30.000-40.000 Euroydu. O kadar fazla bir param yoktu benim. Bu 93.000 Euro’nun benim hesabıma gelmesinin sebebi benim özel bankacılıkta bu işlemleri bu 93.000 Euro şube müdürlerinin özel bankacılıkta bu parayı değerlendirme yetkisi de vardı.
Kendi adına ya da kendi şubesinde özel bankacılığın verdiği fiyatlamayı aynı şubede de verebiliyorduk. Telefonla onların yaptığı işlemlerini aynısını yaptırtabiliyorduk biz.
MAHKEME BAŞKANI : Tamam ama bu giriyorum araya bu bankanın kendi sistemi içerisinde disiplini gerektiren ya da yasak olan bir işlem değil miydi?
SEÇİL ERZAN : Değildi, değildi şube müdürleri bunu yapabiliyordu. Yani 50.000 TL’si olan da özel bankacılıkta parasını değer
MAHKEME BAŞKANI : Kendi parası olunca tamam da başkasının sizin adınıza para yatırmasını diyorum.
SEÇİL ERZAN : Başkasının benim adıma para yatırmasında bankacılıkta yasak olan bir şey değil de çok da aleni bir şekilde yapılmıştı. Kuzenimin eşi bana 93.000 Euro’yu bana göndermişti. Yani evet müşterilerden borç alacak ilişkisine girmek disiplin suçuydu ama bu anlatılamayacak bir şey değildi yani altında hiçbir şey yoktu.
Bu para benim hesabıma geldi. Hatta ben onu teftişe de söylemiştim kuzenimin parasını biz değerlendiriyoruz diye o dönemde. Çünkü teftiş konusunda da çok hassastım, söylemem gereken şeyleri de söylüyordum. Hiçbir şey yasak değildi her şey normaldi.
Bu para geldi, bu parayı Tanın o dönemde biriktirmek istiyordu. Ben de arttırıyordum. Özel bankacılıkta değerlendirdim işte halka arzlara giriyorduk, döviz alsat yapılıyordu para özel bankacılıkta nasıl işlem yapılıyorsa aynısı ben orda normal şekilde yapıyordum.
MAHKEME BAŞKANI : Sistem içerisinde
SEÇİL ERZAN : Evet sistem içerisinde.
MAHKEME BAŞKANI : Ama hesap sen kendi hesabının
SEÇİL ERZAN : Benim hesabımda bunlar bilerek benim hesabıma gönderildi yani.
MAHKEME BAŞKANI : Anladım.
“EN BÜYÜK YATIRIMIM İŞİM DİYE DÜŞÜNÜYORDUM”
SEÇİL ERZAN : Evet, evet. Nazlı’da geldi bizim hayatımıza girdi. Nazlı’da etrafından paralar alıp belli bir süre sonra paraları değerlendirmeye başladık biz yine aynı şekilde.
Fakat Nazlı’da etrafından aldı. İşte o da 50 alıp 70 verdi, 100 verdi böyle bir aile içerisinde, akraba içerisinde bir para ilişkisi olmaya başladı.
Bu arada benim tek motivasyonumda bankada işlemleri, bankada iyi bir şube müdürü olmak ve şubenin iyi yerlere gelmesiydi ve para konusunda konuşmaktan da rahatsız olmaya başlamıştım.
Para vesair insanlar şey diyorlardı hatırlıyorum Seçil’i gördüğümüz zaman gözümüzün önüne dolar geliyor. Seçil para para gibi böyle bir espri falan yapıyorlardı.
Ben paraya karşı böyle bir bankada parayı görmek istemiyorum dediğim zamanlar bile oluyordu. Şubedeki en büyük motivasyonum bankada daha iyi bir şube müdürü olmak ve yükselmekti.
Dolayısıyla şeydi yani Galatasaraylı futbolcular ve onun dışındaki bütün müşterilerle de 7-24 tüm şube, personel kesintisiz güzel hizmetler veriyorduk.
Yani bir kişi kredi kartı şifresine gecenin bir yarısı unuttuğunda bizi arayıp, beni arayıp ben şube müdürü olarak müşteri hizmetlerinle onu görüştürtüp onun şifresini verdittiriyordum, hafta sonları çalışmaya gidiyorduk.
Normal bir şube performansından daha güzel performans gösteriyorduk. Bu konuda çok hırslıydım, çok istekliydim. İşim her şeyden çok değerli ve kıymetliydi. Benim en büyük yatırımımın işim olduğunu düşünüyordum hayatımda.
Böyle bir dönemden geçiyorduk. Bu arada atladığım şeylerde olabilir. Bu faizler artmaya başlayınca Atilla Baltaş’tan ben hala da o kağıtla ilgili yardımcı olmasını istiyorum.
ANKARALI İŞ ADAMI EMİN’DEN GELEN 250 BİN DOLAR
Bul o insanları bulsun diye. O da bana dedi ki; bi 250.000 dolar para getirdi bana. Ben sana bu kağıdı buluyorum ama sen bu parayı al değerlendir.
Ama bankada değerlendir değil, istediğin yerde istersen Bozcaada’dan al, baban tarla alsın satsın. Hem o parayı sen kazanmış olursun hem de ben kazanmış olurum. Yatırım aracı olarak bir 250.000 dolar para verdi.
Bu 250.000 dolar parayı meğersem Emin abi dediği bir Ankara’daki bir iş adamından almış ve ben 3 ay, 4 ay sonra 250.000 dolar hani 270.000 dolar, 300.000 dolar olarak verilebilir düşüncesiyle aldım parayı 3 ayda 100.000 dolar, 100.00 dolar faiziyle bu insana ödemek zorunda kaldık ve ben hayır dediğim anda ikinci taksitten itibaren hayır bu bir ticaret ben ticaret yaptım bunun parasını ödemek zorundayız…
MAHKEME BAŞKANI: Başta getirdiğinde söyledi mi size, ben bu 250.000 doları sana veriyorum, sen bunu değerlendirecek ama her ay 100.000, 100.000 şu kadar ödeyeceğiz böyle bir şey demedi mi?
SEÇİL ERZAN: Hayır öyle bir konu geçmedi aramızda. Daha sonra, daha sonradan ben öğrendim ben bunu.
Hayır dediğim zaman öğrendiğim bunun böyle olduğunu. Hatta o dönem şey 50.000-60.000 dolar, 40.000 dolar falan olsa idare ederiz gibi falan konuşuluyordu ama nedense insanlar bir anda böyle mazerette şuydu hani ben bu 250.000 doları zaten kendi işimde 3 ayda 100.000 dolar değil 200.000 dolar kullanırım o zaman 200.000 dolar faiz yaparım kendi işimden.
Niye 100.000 doları kabul etmeme sebepleri de oydu. Hani verilmiş daha fazla bi beklentiye giriliyordu.
MAHKEME BAŞKANI : Normalde zaten kazanırım mı diyordu o parayı?
SEÇİL ERZAN: Yani ben kendi yaptığım işte zaten bu 250.000 doları sen 100.000 veriyorsun ama ben 200.000 olarak faizini alırdım. Hani bu faiz değil gibi bir böyle bi beklentiye giriliyordu. Bu arada benim söylediğim her şey yüzde 100 doğru ve gerçek.
Benim bütün hayatım araştırılsa bu anlattıklarım dışında hiçbir şey çıkmayacak. Tek gerçek ve tek doğru olanlar bunlar zaten. Başından itibaren doğrularını anlatmaya çalıştım. Bankaya ilk görüşmemde de kim ne aldı, ne bitti anlatmaya çalıştım.
Savcılıkta da bir şeyler söylemeye çalıştım ama bir anda herşey oldu. Anlatamadım, zaten ben meramımı anlatamadım, neler olduğunu anlatamadım.
MAHKEME BAŞKANI : Evet devam edin sürece.
SEÇİL ERZAN : Bu 250.000 doları biz 1 yılda 3 ayda bir 100.000 dolar olarak ben o Emin bey denen kişiye Atilla Baltaş vasıtasıyla ödemek zorunda kaldım, hiç tanımıyorum. Bi 400.000 dolar eksiye düşüldü.
MAHKEME BAŞKANI : Kaç para ödediniz bu Atilla Baltaş vasıtasıyla Emin denen kişiye? X
SEÇİL ERZAN : 250.000 dolar alıp 3 ayda bir, 4 artı 400.000 dolar 650.000 dolar.
MAHKEME BAŞKANI : 3 ay sonra?
SEÇİL ERZAN : Hayır 1 yıl sonra. 3 ayda 1, 4 defa 100.000 dolar.
MAHKEME BAŞKANI : 1 yıl sonra toplamda 650.000 dolar verdiniz.
SEÇİL ERZAN : Evet.
MAHKEME BAŞKANI : 250.000 artı 3 ayda bir 100’er bin liradan 400 bin toplam 650.000 Dolar 1 yıl sonunda iade etmiş oldunuz.
SEÇİL ERZAN : Evet iade etmiş oldum. O dönemde zaten sene kaç? 2019,2020,2020
MAHKEME BAŞKANI : 2019 mu, 2020 mi?
SEÇİL ERZAN : 2019 çünkü 2020’den 2020.
MAHKEME BAŞKANI : Evet peki siz nasıl yaptınız 250.000 dolar diğerlerinden mi arttırdınız?
“EKSİYE GİRDİM KORKU YAŞAMAYA BAŞLADIM”
SEÇİL ERZAN: Evet. O dönemden kuzenlerimden aldığım işte Nazan’ın getirdiği, Hüseyin abinin getirdiği o paralardan ben o 250.000 doları ödedim. Orda ben bi eksiye girdim. Zaten Atilla Baltaş’ın bu Emin Bey’e ödenen 250.000, 400.000 doları ile bir eksi oluştu.
Ben yönetememeye başladım. O kadar hiçbir yerde hiçbir enstrümanda böyle bir ürün yoktu, zaten böyle bir ürün verilemezdi. Burda ve ödenmediği zamanda korkularım olmaya başladı. Yani şubeye gelinecek, rezillik çıkacak gibi o dönem o korkuları yaşamaya başladım.
Daha sonra Atilla Baltaş bana ve ben çok sinirlendim. Bunu niye veriyoruz diye. Daha sonra bana kendi param diye yine bir 250.000 dolar ben bu sefer parayı toparlayıp yatırım yapıp ha burada mesela Bozca adadan arsa da alıp satmıştı.
Ben babama para göndermiştim o faiz yükünü ödemek için. Ya da o faizleri ödemek için. Öyle işlemlerde olmuştu. Birkaç tane arsa alınıp satılmıştı. 2021 yılında
MAHKEME BAŞKANI : O arsalar kimin üzerine alınıp satıldı?
SEÇİL ERZAN: Babam kendi adına almıştı, kendi adına satmıştı. Bi yakınımız çıkabilir onlar babamın adına almıştı öyle hatırlıyorum. 2021 yılında Atilla Baltaş bana bir 250.000 dolar daha getirdi. Bu 250.000 doları da getirdiğinde de kendi param diye getirdi.
Tamam ben bu kadar yüksek faizi ben değerlendirmek için konuştuğumuzda yaparız. İstersen kuzeninin kimya şirketinde kullan demişti mesela. Fakat bu 250.000 doları daha sonradan benden 40 günde bir 100.000 dolar alıyor o 100.000 doları ben veriyorum 350 olmuş oluyor.
Onun ana parasından çıkan 150’yi de bana tekrar o 100.000 doları tekrar bi 40 gün sonra 350.000 dolar olarak veriyor. 350.000 doları 40 gün sonra ben tekrar ona 450.000 dolar olarak hatta bana bir liste vardı. Ben o listeyi istiyordum. Ne kadar, ne kadar ödenmiş diye tek tek
MAHKEME BAŞKANI : Niye böyle bir şey yapıyordunuz?
“O İSMİ İLK KEZ AÇIKLADI: ÇOK CİDDİ KORKUYORDUM…”
SEÇİL ERZAN : Benim o dönemde akıl tutulmam, akıl tutulması da değil yani korkuyordum, çok ciddi korkuyordum.
MAHKEME BAŞKANI : Atilla Baltaş’tan mı korkuyordunuz?
SEÇİL ERZAN : Korkuyordum… Çünkü dövizcinin parasını vermek zorundayız. Bunlar Siirtli insan MAHKEME BAŞKANI : Dövizci kim?
SEÇİL ERZAN : Ben tanımıyorum. Dövizcinin parasını olduğunu da sonradan öğrendim.
MAHKEME BAŞKANI : Bir de Emirhan kim?
SEÇİL ERZAN : O Emirhan’da daha sonradan işte mesela Emirhan’ı da tanımıyorum.
MAHKEME BAŞKANI : Emirhan Döner mi?
SEÇİL ERZAN : Efendim?
MAHKEME BAŞKANI : Emirhan’ın soyadı Döner mi?
SEÇİL ERZAN : Bilmiyorum gerçekten.
“ANKARA’DA NÜFUZLU BİR İSİM ‘EMİRHAN’”
MAHKEME BAŞKANI : Kim peki bu Emirhan? Konuşmalarda, whatsaap konuşmalarda da geçmiş
SEÇİL ERZAN : Emirhan, Atilla Baltaş’ın bir Ankara’da nüfuslu bir kişiymiş bu arada. Onun çok yakın çocukluk arkadaşıymış. Hatta bir danışmanlık hizmeti falan yapılmış Hazine Bakanlığında, öyle birisiymiş, güçlü birisiymiş, çiftçilik kredileri falan varmış, bütün bankalar çok iyi tanırmış, bilirmiş.
MAHKEME BAŞKANI : Evet devam et.
SEÇİL ERZAN : Öyle bir dövizcinin parası alındı ve 250.000 dolar veriliyor ben onu 125.000 dolar onun faizini veriyorum bana tekrar 350 veriliyor bu verilen 350’yi bu sefer 575 olarak vermek zorunda kalıyorum. Ve ben 2 ay sonra 3 ay sonra ben bu parayı ödemiyorum ne yapıyorlarsa yapsınlar dediğim zamanda ve ödemedim de zaten yani ve parayı geri alma derdine düştüm o dönemde.
Hayır bu insanlar gelecekler şöyle bir şey yapılmış o dövizciden para alınırken de Atilla Baltaş’a ait olmayan bir firma varmış Norm Ambalaj diye hatırlıyorum ismini yanlış da söyleyebilirim. Notlarımda var doğrusunu yanlış söylediysem düzeltirim, daha sonra da söyleyebilirim.
O firmadan kağıt alım satımı yapıyorum diye dövizciye Atilla Baltaş veriyor, kendisi bir sözleşme imzalıyor ve o paraları ödemek zorunda. Ben bu sözleşmeyi yaptım, bu bir ticaret. Aslında insanlara ben kağıt işi yapıyorum deyip parayı alıyor.
Ama öyle bir kağıt işi falan yok. Ve veremediği zamanda firmanın adına sözleşme imzalandığı için firma sahiplerine gidecekler diye de bana bu parayı ödettirmek durumunda kaldığını ben sonradan fark ettim. O dövizciye de para ödendi. Ben Nisan’dan sonra o parayı ödemedim.
MAHKEME BAŞKANI : Nisan 2020 mi?
SEÇİL ERZAN : Nisan’da ödemişim Süleyman Aslan’dan alınan parayla ödemişim çıkardım burdan da hatta Süleyman Aslan’dan 2022’de artık 2021 bitti, 2022’lere geldik. 2022’deyiz ben o dönemde Atilla Baltaş’ın dövizci yükünden kaynaklı ve işte çok fazla faiz isteyen zorla değil ama
MAHKEME BAŞKANI : Ya şimdi Atilla Baltaş, ben şimdi şunu anlayamıyorum yani Atilla Baltaş size bir para getiriyor yüksek faizli siz bunu zorla ödüyorsunuz 1 senede. Zorla zorlanıyorsunuz anladığım kadarıyla
SEÇİL ERZAN : Evet.
MAHKEME BAŞKANI : Niye tekrar getirince alıyorsunuz?
SEÇİL ERZAN : Çünkü öbür yani başkasına faiz vermek zorundayım. Orda açık oluşmaya başladı.
“BELLİ BİR SAATTEN SONRA SİSTEME PARA SOKAMADIM”
MAHKEME BAŞKANI : Peki siz bu paraları değerlendiriyor musunuz?
SEÇİL ERZAN : Değerlendirdim..
MAHKEME BAŞKANI : Hep sisteme sokuyor musunuz bu paraları?
SEÇİL ERZAN : Belli bir saatten sonra ben sisteme sokamadım para
MAHKEME BAŞKANI : Ne zamandan itibaren sistem dışı yapmaya başladınız?
SEÇİL ERZAN : Bu dövizci olayından sonra, dövizci olayından
MAHKEME BAŞKANI : Ya ne zamandan itibaren birisinden alıp ötekinin açığını kapatmaya başladınız? SEÇİL ERZAN : Emin abi işleminden 2019-2020’den itibaren öyle başladım.
MAHKEME BAŞKANI : Bu şey Atilla Baltaş’ın
“EMİN ABİ FAİZİ GİRMEYE BAŞLAYINCA PARAYI KURTARAMADIM”
SEÇİL ERZAN: Dövizci faizleri girmeye, ondan önceki Emin abi faizi girmeye başlayınca ben o parayı kurtaramadım.
MAHKEME BAŞKANI : O zaman sonrakinden alıp öncekini kapatmaya başladınız.
SEÇİL ERZAN : Evet, evet.
MAHKEME BAŞKANI : 2020’den itibaren?
SEÇİL ERZAN : Evet o dövizci olayı, 2020’den itibaren.
ERZAN İLE BALTAŞ ARASINDA 14 ŞUBAT MESAJLAŞMASINI DA PATRONLAR DÜNYASI YAZMIŞTI
Patronlar Dünyası daha önce Seçil Erzan’ın Atilla Baltaş’la aralarında ilişki olduğunu da ilk kez duyurmuştu
Seçil Erzan’ın kırık telefonunun onarılmasının ardından çıkan bilgiler Atilla Baltaş ile olan yakınlığını da ortaya koymuştu.
Erzan’ın tefeci olarak suçladığı Atilla Baltaş ile duygusal yazışmaları ortaya çıktı.
Erzan, Baltaş’ın kendisine Şırnak’ın Cizre ilçesine uçak bileti aldırttığını belirterek, müşterilerden yeni topladığı paralarla yurt dışına kaçırmak istediğini iddia etti.
Avukat Candaş Gürol ile evlilik hazırlığı içinde olan Erzan’ın Baltaş’ı telefonuna “Ogün amca” diye kaydettiği ortaya çıktı. 14 Şubat Sevgililer Günü’nde Erzan ile Baltaş arasında para yoğunluklu bir konuşma geçiyor.
“Bugün Sevgililer Günü yapma” diyen Erzan’a Baltaş, “En büyük hediyeyi verdin. En sonunda bitirdin beni, çok sağ ol. Ben olmayacağım artık” diye yanıt veriyor.
28 Şubat’taki yazışmalarda ise Erzan’ın sürekli Whatsapp’ta olmasından rahatsız olan Baltaş kiminle konuştuğunu soruyor.
Arda Turan yanıtını alınca bozuluyor. “Arda benim kardeşim gibi” diyen Erzan’a Baltaş “Seni severken diye” yanıt veriyor.
Erzan’ın sürekli telefonda olmasından şüphelenen Gürol da Fatih Terim’i kastederek, “Hocayla bir yakınlaşman oldu ben biliyorum” diyor.