Netanyahu rehineleri gözden mi çıkardı?

ABD, İsrail’in Gazze’ye yönelik hava ve kara operasyonuna ‘koşulsuz ve şartsız’ destek vermeyi sürdürüyor. Hem de akıldışı ve şuursuz bir şekilde. Ateşkes çağrılarını reddeden Netanyahu “Şimdi savaş zamanı” diyerek, masum insanları, çocukları katletmeye devam ediyor. 

Arada bir insan haklarını hatırlarmış havasındaki Beyaz Saray da “Şimdi yapılacak ateşkesin doğru cevap olduğuna inanmıyoruz. Şu anda ateşkesin Hamas’a fayda sağlayacağına inanıyoruz” görüşünde! 

Planlı ve sistematik olarak sivil masum insanların bulunduğu yerleri, hastaneleri, kampları bombalayan her 10 dakikada bir çocuğun öldürüldüğü Gazze’deki bu katliama bahane üretmek adına Netanyahu dini alet ediyor bir yandan da. Tevrat’tan alıntı yaparak Filistinlileri İsrailoğulları’nın 3 bin yıl önceki ezeli düşmanı Amaleklere benzetti. Tahrif edilmiş Tevrat’ta bu konuyla ilgili yazılanlar da şunlar: 

“Şimdi gidin ve Amalek’in halkıyla savaşın. Sahip oldukları her şeyi yakıp yıkın ve asla merhamet göstermeyin. Hem erkekleri hem kadınları, bebekleri ve o bebekleri emziren kadınları, büyükbaş ve küçükbaş hayvanları, develeri ve eşekleri gözünüzü kırpmadan katledin.” 

Bu ne demek? Gazze’deki her şeyi yakıp yıkın ve çocuk, bebek hiçbir Filistinliye merhamet göstermeyin. Haftalardır yaptığı gibi “öldürmeye devam edeceğiz” mesajı yani… 

Buna ABD Temsilciler Meclisi’nin Evanjelik Başkanı’ndan gelen, hatta sollayan destek de yine doğrudan din eksenli: 

“Hristiyan olarak, İncil’in açıkça İsrail konusunda nerede durmamız gerektiğini söylediğini biliyorum. Tanrının, İsrail’i kutsayan milletleri kutsayacağını biliyorum.” 

Hangi konuyu, nasıl gündeme getirip de ne anlatacaksınız nasıl konuşup, ikna edeceksiniz bu çağda, bu kafadaki insanlık dışı adamlarla?.. 

***

Tam bir akıl tutulması, gözü dönmüşlük hali söz konusu. Rasyonel devlet aklıyla hareket etmiyor İsrail. Gazze’ye yönelik saldırıların “Hamas’ı yok etmek” ve “Gazze’de Hamas’ın elinde bulunan 230’dan fazla rehineyi geri getirmeye dönük sözleri de saha gerçekleriyle karşılaştırıldığında asla örtüşmüyor. Şu ana dek yok edilenler arasında 150’si bebek 4 bine yakın çocuk var… İsrail bunları da hiç utanmadan, sıkılmadan, Hamas militanı olarak görüyor, dünyaya da öyle lanse ediyor. Bütün dünyayı “Hamas kadınları ve çocukları bile rehine aldı” diye ayağa kaldıran İsrailli yöneticiler, şu anda kadın ve çocuk ayırt etmeksizin Gazze’ye ölüm yağdırmalarıyla kendi ve birçok ülke vatandaşı “rehinelerin” hayatlarını da tehlikeye atıyorlar aynı zamanda. Nitekim, serbest bırakılan iki kadın rehine ve sosyal medyaya yeni görüntüleri düşen 3 kadın rehine de aynı konuya değinerek üzerlerine yağan bombaları anlattılar. Hem daha önce kendilerini koruyamadığı hem de şimdiki bombalamalarla hayatlarını tehlikeye attığı gerekçesiyle Netanyahu’yu çok sert dille suçladılar. “Bizi de mi öldürteceksin, Filistinli rehinelerle takas edin” dediler. O kadar ağır bombardıman, topçu atışında İsrail’in kim rehine, kim değil diye ayırt etmesi mümkün mü? Hamas da daha ilk günlerden beri atılan bombalar nedeniyle 20’den fazla rehinenin öldüğünü söyledi zaten. Bu Hamas adına Netanyahu’yu ve İsrail kamuoyunu etkilemeye yönelik etki, algı faaliyeti olabilir, doğrudur yanlıştır o bir başka tartışma konusu ama rehineler konusunda da İsrail’den gelen sağlıklı net bir rakam, veri de yok. Sadece bilinen başlarda 120 civarında denilen rehine sayısı Hamas’ın dediğine göre şimdilerde 239… Doğruysa tabii… Öldüğü söylenenleri de eklediğinizde demek ki Hamas hala rehine toplama kapasitesine sahip gibi bir durum da çıkıyor ortaya… 

***

Şu ana dek de Hamas’ın bıraktıkları dışında İsrail’in sağ olarak kurtardığı rehine falan da yok. Netanyahu, İsrail ordusunun bir rehineyi kurtardığını söyledi, ardından da rehineler ve ailelerinin “bizi kurtarın” çağrıları, öfke ve tepkilerine karşılık “kalbimiz sizinle” diyerek sanki dalga geçermiş gibi bir hava takındı. İsrailli bakanlar arasında “Rehineleri öyle fazla düşünmemeli, olabildiğince acımasız davranmalıyız” diyenlerin varlığı da bu havayı güçlendiriyor. Yoksa gerçekten rehineler düşünülseydi daha farklı bir siyaset uygulanırdı. Halen devam eden rehineleri önceleyen onları kurtarmaya yönelik bir operasyon değil. Kim varsa hepsini yok etme planı çerçevesinde yürütülen acımasız bir harekât, katliam… Arada bir rehine hayatlarının dillendirilmesi ise İsrail’den değil, Hamas’ın elinde vatandaşları bulunan başka ülkelerin çıkışlarından kaynaklanıyor. Ama onların ne kadar samimi oldukları da İsrail’e söz geçirmeleriyle doğrudan bağlantılı bir durum. Yani azıcık vicdanları kaldıysa hem Gazze’deki katliamı, insanlık ayıbını durdurma hem de gerçekten rehineleri kurtarmak istiyorlarsa ateşkese zorlamaları şart. Ateşkes olmadan burada gerçek anlamda tarafların birbirlerine güvenerek bir sonuç alabilme şans ve ihtimali pek yok gibi. Başka rehineler ortaya çıkma olasılığı da hayli yüksek… 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir